Öykümüz

 
 
Sapanca'da başladı öykümüz
Pandeminin başında evlere kapandığımız günlerdi. 
Kendimizi okumaya verdik. 
Önce yaratılış gayemizi okuduk. 
Okudukça açıldı algılarımız
Eylemsizliğin kol gezdiği zamanlardı. 
Önce hayal ettik. 
Uygulama sahası bulmalıydık ! 
Harekete geçmemiz gerekiyordu ki 
bereket gelsin. 
Soluğu Sapanca'nın en kadim aktarı olan abimizin yanında aldık. 
Ökse aktarın kapısı aralanır aralanmaz hayatımızda bir şeylerin değişeceğini anlamıştık. 
Çıraklık hevesimizin ömür boyu süreceğini de…
Sağlık herşeyin başı. 
İnsanların ilacın ham maddesi olan bitkilere ilgisini gördük geçirdiğimiz salgın süresince
Doğal sağlıklı ve temiz gıdaları tükettiklerini gözlemledik. 
Aktara gelen her müşteriyle diyalog kurduk. 
Hiç zorlanmadık. 
Aksine fazla satış gayesiyle doldurduğumuz ürünlere müdahale edip
"Evladım ben nasılsa sürekli geliyorum taze tüketeyim nasıl olsa senin sirkülasyonun var" dediklerinde tüketim kültürümüzü yeniden gözden geçirdik! 
Sorduk sözüm ona dedikleri "kocakarı” ilaçlarını ve dinledik nasıl deva bulduklarını. 
Geleneksel de diyorlardı, fonksiyonel de. 
Mürekkep yalamıştık ne de olsa. 
Bedensel ve ruhsal şifanın burnumuzun dibinde olduğunu anladık. 
Okuduk. 
Tabiata çıktık. 
Anadoluyu baştan aşağı dolaştık. 
Yol yaptık. 
Ve yollarımız kesişti bir gün bir doktorla. 
Modern tıp doktoruydu. 
Kendini ve merkezini tanıtırken
Bütünsel tedavi uzmanıyım dedi. 
Mürekkep yalamışlığımız burada devreye girdi
Aktarı içindekileri ve müşterilerini daha iyi anladık. 
Uyumladık günümüz çağına ve ihtiyaçlarına. 
Tetkik edildik tedavi olduk.  
Deneyimlediklerimizi aktarmak isteriz. 
Gerçek bir öykümüz var dostlar. 
Herkes gibi…
IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.